İnsiyatif Sahibi Yasa Olmalı
*
İNSİYATİF SAHİBİ YASA OLMALI
/
Başbakan otobüste bir şortlu kadını abdestimi bozuyorsun diyerek tekmeleyen adamla ilgili düşüncelerini söyledi.
Adam normal gözükmüyor, dedi. Ama daha anormal gözükeni adalet sistemimiz: Doğru söze ne denir?
“Bizim adalet sistemimiz de bir sıkıntı var, işe kitabı bakılıyor, toplumdaki karşılığı nedir düşünülmüyor. Sonra düzeltiyorsunuz, ama düzeltme hasarı ortada…”(Hürriyet,22.Eylül…)
Gerçi bu arada, hoşlanılmayan bir kıyafette bir kadın görünce dayak yerine mırıldanmanın daha yerinde bir tepki olacağına dair kitaplarda pek öğretilmeyen bir "normal" tepki biçimi ekledi. Gözümün önüne getirdim de... Mini etekli bayan geçerken kahvedeki bütün mahalle dikilip mırıldanıyor... Kan gövdeyi götürür, herhal... Ama konu o değil…Acelesi de yok, başımıza gelirse bakarız çaresine...
Tekme atanla ilgili söylediğinde doğruluk payı var. Adam rahat, adam kitap gibi konuşuyor, darbeci generali vurarak şehit olan askerimiz gibi vatan kurtarmış edasında, salt kendinin değil hepimizin ahretine katkıda bulunduğuna öyle emin, bir kadını tekmeleyerek, adam belinde silahla güvenlik görevlisi...nasıl deliyse?.. Onu salan kim peki, yani hatayı yapan? Elbette mahkeme ya da yargıç sözü yok söylenende, ama ben öyle anladım. Kitabi bakan mahkeme olmalı, yani yargıç... Düzelten de galiba hükumet oluyor…
Görünen başbakan da umarsız kalmış, doğru sözünde bir suçlama var, “düşünmeyen” birileri söz konusu… Yani yargıçlar… mı? Hiçbir yargıç karşısına o durumda gelen bir suçluyu salmamalı, salmak da istemez. Ama...
İnsaf derler.
Yasa, basit yaralamalardan dolayı tutuklamayın insanları diyorsa, yargıç ne yapar?
Yargıç bir yasaya dayanarak karar verir, hele aksi yasada acıkça belirtilmiş bir aklı ya da kanaati uygulamaya geçirmez, geçiremez.
Bu tip olayların önüne geçmek daha kolay ve az hasar bırakan olmaz mı? Bu da yasayla mümkün değil mi? Hele şimdi OHK ile çocuk oyuncağı… Hem de birlik beraberlik duvarına ebediyen çökmeyecek bir harç katılır, horasan gibi… Kimse kimsenin kıyafetine karışamaz demek yetecek… Bu o kadar zor mu? Kıyamet mi kopar? O kadar zorsa beklentiyi meclisin yaptığı yasaların uygulayıcısı, memur yargıçlara yüklemek ne kadar insaflı?
Hangi yargıç, yasada açıkça belirtildiği halde, Türkiye gibi bir ülkede, yani akla ve vicdana göre değil de daha çok rüzgâra göre yelken açmayı marifet sayan bir ülkede toplumsal karşılık arama riskine girer? Girdi diyelim, bu karşılık ne kadar zaman geçerli olacaktır? Bilmem ne vakfındaki toplu tecavüz olaylarını anımsayalım, üstdüzey yetkililer bile suçluları savunmasa da mazeret sayılacak gibi sözler etmedi mi? Bugünlerde de o vakfın adını verip de tecavüzle eşleştirenleri cezaların beklediğine dair hazırlık olduğunu okuyoruz. Bu yasa çıkarsa ne yapacak yargıç, cesaretini toplayıp da mahkemeye başvuracak yeni bir mağdura, tecavüzden ve vakıftan söz ettiğinde, yasa seni hapse atmamı istiyor, ama ben karşı koyup aklımı ve vicdanımı kullanıp seni değil suçluları içeri atacağım, diyecek öyle mi?
Ayrıca her yargıç aklını ve vicdanını kullanmaya kalkarsa,yani kişisel yargılarını işin içine sokarsa sonuçları görmedik mi? Balyoz, Ergenekon ve benzerlerini… Var olan yasalar, aleyhlerine tek bir somut belge yokken, lehlerine olan her şey bile, düzmece delillerin ve "aklını,vicdanını(!)" kullanan" yargıçların karşısında o insanların kimilerinin ölümünün, intiharının ya da müebbet hapse mahkûm olmasının önüne geçemedi. Daha da ötesi o akıl ve vicdan, bugün yaşadığımız trajedinin hazırlığını, yani ordunun içini boşaltıp tarihin en iğrenç darbesini, salt hükumete değil halkına yapan bir grubun orduya sızmasını göz göre göre demeyelim ama “aldatılarak” desteklememize de engel olmadı.
Suçlu serbest kalınca o şortlu kadının yaşadığı düş kırıklığını tahmin etmek ve anlamak zor değil. Ayrıca sokağa çıkan bütün kadınların ortak korkularını da… Ya da ulus olarak on yılda vardığımız nokta, göremediğimiz gelecekten yuvarlandığımız bunalım hem çok uzun, hem başka bir konu… Yine de var olan yasaları aşacak kişisel inisiyatif kullanacak yargıç mı düzeltecek bu tersine akan ırmağı?.. Yok kalsın,aman aman… Aklını ve vicdanını değil var olan yasaları tarafsızca kullanan ve uygulayan savcı ve yargıçlar hala bizim en değerlimiz… İyi ki varlar…
Topu onlara atmak yerine, basit yaralamaların tutuksuz yargılanması… maddesini değiştirip, yargıca dayanak vermek, o daha kolay değil mi? Üç “Y”nin hepsi çok önemli, ama temel taşı olan en önemlisi ancak TBMM'nin kullanabileceği ve hiçbir biçimde kimseye devredemeyeceği yasama yetkisi savcı ve hakimlerde mi yoksa?
Hele elin nelerle uğraştığını, diyemeyeceğim, el de başka türlü tebaasının kılığıyla kıyafetiyle uğraşıyor, baksanıza Fransa’ya, çarşafıyla kumsalda yatan kadını polisler zorla giysilerinden arındırıyor plajda, biz de en azından bu olmuyor, geçmişte yaptığı oluyordu ama şimdi kolluk güçleri şortla, miniyle uğraşmıyor, üç beş mecnun bu işi görev biliyor, zorbalıkla ahlak ayarı çekiyorlar…yine de elin uğraştığı iyi örneklere bakarsak biz nelerle uğraşıyoruz azıcık düşünsek...Hele başımızdaki büyük belaları düşünsek, birliğe bütünlüğe ihtiyacımız var diyoruz, ötekini yok ederek mi sağlayacağız, bunu sadece sözde değil eylemlerimizle en önemlisi yasalarımızla ortaya koysak, ötekine de saygı duysak...
Sayın Başbakanımız siz de biliyorsunuz ki bu mahalle istimi aldı, kolayına durmayacaktır. Geç kalmadan bir şeyler yapmalı. Nasıl başörtüsünü aştık, bu konuda da daha köklü tedbirler alma zamanı gelmedi mi? Halkın istediğini giymek, seçtiği inanç ve anlayışta olmak ve yine de eşit muamele ve hizmet almak hakkıysa bir yasaya bakar sonuçta… tarihe altın harflere yazılırsınız. Yasa çıktı da halk uygulamadı mı? Acaba o mecnunların bu ahlak ayarı fikrini birazdan mahalleden aldıkları aklımıza gelmiyor mu?
Acaba mahalleye, yıllarca verdiğimiz ayrı, hiç olmazsa bundan sonrası için hep birlikte gaz vermeyi mi bıraksak… önce onu mu kessek?..
O zaman nasıl başörtüsünü suç olmaktan çıkardık, o zaman herkesin, hele bayanların giyimini,özelini konu olmaktan çıkarmak da boynumuzun borcu olmalı. Bunu yapan, hem unutulmaz, hem bu ülkenin ve herkesin hükumeti olur.
