top of page
Öne Çıkanlar

Zeki Sarıhan


KARADENİZ’DEN BİR NEBZE…


Zeki Sarıhan


22-24 Mayıs tarihlerinde Samsun TÜYAP Kitap Fuarı’nda Öğretmen Dünyası Standında kitap imzaladıktan ve bu arada 23 Mayıs’ta Akpınar Öğretmen Okulunda mezunların buluşmasına katıldıktan sonra birkaç günlüğüne memlekete kaçmadan olmazdı. Memleket dediğim yer, Samsun’un 110 kilometre doğusunda şimdi nüfusu 70 bini aşmış Fatsa ve onun da 30 km. iç kısmındaki Beyceli Köyü. Dört günüm de orada geçti. Terme’deki ablamın, Fatsa ve Beyceli’deki yeğenlerimin “Amcamız gelmiş!” diyerek karalâhana başta olmak üzere özenle pişirdiği lezzetli yemekler benim olsun, görüp işittiklerimi okuyucularla paylaşmadan olmaz.


Beyceli’de doğa coşmuş. Meyve ağaçları yazın ve güzün sunacakları ürünlerini ucundan göstermeye başlamış. Geçen yıl soğuktan yanarak tek bir tane bile vermeyen fındık dalları, bu yıl orta kararda ürün vereceğini belli etmiş. Eskiden çok az sayıda olan akasyalar da dağa taşa yayılmış, bir gelin gibi bembeyaz çiçeklerini göstermiş ve esanslarını her yana yayıyorlar. Fındık bahçelerinden kalan seyrek ve küçük tarlalarda mısırlar bir karış kadar uzamış.


Köy sakin ve sessiz. Kışı İstanbul’da veya Fatsa’da geçirenlerin birer ikişer köye gelmesi en erken seçimlerden sonra olacağından iki bakkal neredeyse sinek avlıyor. Gene de köy içinde motorlu taşıtlar vızır vızır işliyor. Her evin en az bir ton kadar yük taşıyan ve her tarlaya kadar gidebilen aracı var. Anlaşmalı okul servisleri, İslamdağ köyündeki ilk ve ortaokula ve Fatsa’daki liselere öğrenci taşıyor. Geçen yıl fındığın olmayışından mıdır, bu yıl başlanan ev yok. Köyde eski zengin-yoksul farkının yalnızca kalıntıları görülebiliyor. Yarışa sonradan katılabilen yoksul aileler, geçmiş ezilmişliklerinden öç alırcasına üç katlı evler dikmişler. Beni en çok sevindiren bu durum.


ŞİMDİ SENİN BURADA NE İŞİN VAR?


Çok çekişmeli geçen bir seçim sürecinde köye gidilir de köylülerle siyaset konuşmadan olur mu? Sen açmazsan konuyu onlar açıyor? “Ankara’da durum nasıl?” diye soruyorlar. Beni Ankara’da bire bir seçim çalışması yapıyor sanıyorlar. Hatta “Şimdi senin buralarda ne işin var?” diye soranlar da var. Gelinleri Ankara’dan değil de Ordu’dan aday olsaydı, seçim çalışması için geldiğimi zannedecekler. Hangi partiden olurlarsa olsun, karşılaştıklarımın hepsi kutluyor, çok yakında Meclis’te olacağı kesin olan Şenal’a selam söylüyorlar. Bu ilginin altında, nezaket ve memleketçiliğin yanında “Acaba ileride bir işimiz düşer mi?” beklentisi olduğu açık.

Benim kendime biçtiğim iş ise parti propagandası yapmak değil. Köylülerin mevcut siyasi durum hakkında görüşlerini ve alacakları tutumu öğrenmek. Öyle ya, biz de memleket meseleleriyle şöyle veya böyle ilgileniyoruz… 12 Haziran 2011 seçimlerinde AKP köyde oyların yüzde 53.7’sini, MHP yüzde 28’ini, CHP 17.4’ünü almış, 14 oy da diğer partilere çıkmıştı. Görüşmelerde tek sorum var? “Bu seçimde, geçen seçimlerdeki durumdan farklı bir durum var mı? Yani herkes eskisi gibi mi oy kullanacak? Öyle değilse, bunun sebebi nedir?”


Tabii ki bir anket yapabilmiş değilim. Bir buçuk gün kadar dolaştığım Fatsa ve Akpınar da içinde olmak üzere görüştüğüm kişilerin toplamı 70’i, 80’i geçmez. Fakat onların komşuları hakkında izlenimleri de var. Bunlar CHP, AKP ve MHP’li. Kesin olmamakla birlikte edindiğim izlenim şu: AKP’ye oy vermiş kişilerin bir kısmı, kitleler halinde bir kopmadan söz edilemese bu seçimlerde tercihlerini değiştirmişler. Bu oran şimdilik kestirilemiyor. AKP’den cayanların gerekçeleri tahmin edebildiğimiz nedenler: İşsizlik, partizanlık, yolsuzluk, cumhurbaşkanının tarafsızlık yeminini çiğnemesi, adalete olan güvenin sarsılması, dış politikada başarısızlık. Bir de oraya özgü olmak üzere Ordu’nun Büyük Şehir yapılmasından sonra Belediye hizmetlerinin aksaması.


Geçen dönem Ordu Belediye Başkanı olan ve sırf Belediyeyi onun elinden almak için Ordu’nun Büyük Şehir yapıldığı, şimdi CHP’nin ilk sıra adayı Seyit Torun’u sevmeyen yok. En uzak dağ köylerindeki insanlara kadar herkesin gönlünü fethetmiş. İkinci sıradaki Doktor da Fatsa’da çalıştığı yıllarda çok iyi bir izlenim bırakmış. CHP’lilerin hayali, geçen seçimlerde 5-1 olan ve nüfus eksilmesi nedeniyle 6’dan 5’e düşen milletvekilinden ikisini kazanmak. Diğer üç milletvekilliğinin üçünü de AKP mi alır, yoksa birini MHP’ye kaptırarak 2’ye mi düşer, bütün bunlar konuşuluyor.


Fatsa’da siyasetin nabzını tutanlardan bir gazeteci, “doğma büyüme” sağ partilerde olan eşraftan birinin bu seçimlerde CHP’ye oy vereceğini kendisinden duymuş. Terme’de gereğinden fazla “mütedeyyin” ablam da kendisi gibi olan komşu kadınlara “Bizim aileden de Meclise girecek biri var” diye haber vermiş fakat onun hakkında şu bilgiyi de vermekten edememiş: “Dinî bakımdan bizim gibi değil ama çok dürüsttür.” “Ne cevap aldın?” diye sordum. “Biz dindar olduğunu söyleyen çoklarını gördük! Geç onları” dediklerini söyledi…


SELAHATTİN DEMİRTAŞ HAYRANLIĞI

Bu kısa sayılacak gezimde beni en çok şaşırtan, HDP ve onun genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın bıraktığı izlenim oldu. Daha çok da Demirtaş herkesin ağzında ve muhalefetin umudu haline gelmiş. Ona oy vereceğini söyleyenle de karşılaştım ama onun umut haline gelmesi, yüzde 10 barajı aşarsa AKP’nin büyük bir darbe alacak olması. Herkes siyasi tahlile Demirtaş’ın durumuyla başlıyor. Kürt siyasi hareketine karşı merkezden yayılan eski ön yargılar ya kaybolmuş, ya çok yumuşamış. Gazete ve kitap okumayan köylüde bu duyguyu yaratan da merkez medyanın (tv’lerin) her parti için yaptıkları nispeten dengeli yayın. Konuşmaları çok beğeniliyor.


Konuştuğum herkesin Türkiye’de olup bitenden benim kadar haberdar olduğunu şaşırarak gördüm. Hatta bana farkında olmadığım bazı ayrıntıları aktaranlar da oldu. Köylü artık o eski köylü değil. Siyasetle ilgileniyor. Haklı olarak önceliği kendi yaşam koşullarının iyileşmesi olmak üzere memleket sorunları ile de ilgileniyor. Özgürleşiyor, birey ve yurttaş oluyor… AKP’li bir köylünün şu sözleri bunun habercisi gibi: “Daha iyisini gördüğümüz zaman elbet de onu destekleyeceğiz!”


Bizim köylülerin yarısından biraz fazlasının daha iyisini görüp görmediğini 7 Haziran akşamı öğrenmiş olacağız… (31 Mayıs 2015)


Fotoğraf, Beyceli'de 2013'te Kurban Bayramında cami önünde köylülerin geleneksel bayramlaşma törenini gösteriyor.

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Rüya

son eklenenler
ADIyla ARA
Henüz etiket yok.
bizi izleyin
  • Facebook Classic
  • Twitter Classic
  • Google Classic
  • Wix Facebook page
  • Wix Twitter page
  • Wix Google+ page
bottom of page