SPARTAKÜS
SPARTAKÜS
(MÖ 109 – MÖ 71)
" Zincirlerimizden başka kaybedecek neyimiz var / Spartaküs"
Antik Roma Cumhuriyeti'nde köle gladyatördü. MÖ 73 - MÖ 71 yılları arasındaki köle ayaklanmasında önderliği ile tarih sahnesine çıktı. Arena’da dövüşen bir köleyken örgütlediği kölelerle çağının en büyük ve organize devleti Roma’nın lejyonlarını defalarca yenilgiye uğrattığı, yaşadığı ve yaptıkları Çiçero dahil bir çok tarihi şahsiyetin kayıtlarından bilinse de hakkında bilinen ayrıntılar çok net değil.
Özgürlükleri için savaşan Spartaküs'ün ve kölelerin Roma'yı defalarca yendikten sonra amaçlarına ulaşmaları, İtalya’yı terk edip Alpleri geçerek dağlarda kaybolmaları beklenenken, vardıkları Kuzey İtalya’dan zafer sarhoşluğuyla hatalı bir seçimle geriye dönüp ve bu kez yenilimeleri tarihin şaşırtıcı, kazansalardı ondan sonraki 2000 yıl daha sürecek kölelik tarihi ne olurdu sorusunun yanıtını buldumayan garip bir ironisidir. Sıkıştıkları bölgeden çıkıp Sicilya’ya geçmeye niyetlenirler ama anlaştıkları korsanların ihanetine uğrayınca Messina’ya çekilirler. M.Ö 71de yapılan son savaşta Roma, köle ordusunu yok eder ve geride kalanları çarmıha gerer. Spartaküs ise bulunamaz. O devirde yaygın inanışlara göre , tıpkı otuz yıl sonra doğacak İsa'nın çarmıha gerilmesinden sonra olduğu gibi, tanrıların onu yanına aldığı gibi söylentiler varsa da Spartaküs’e ne olduğu hiçbir zaman bilinemedi.
Burdan da anlaşılacağı gibi bir tür ortak kahramana döndürülüp efsaneleşen Spartaküs’ün hakkında türlü öyküler anlatıldı yüzyıllar içinde.
Önderlik yeteneğiyle dikkat çeken Trakyalı bir köle olan Spartaküs, bir olasılığa göre Roma ordusundan kaçmış, haydutluk yaparken yakalanmış ve köle olarak satılmıştı. Spartaküs MÖ 73'te kendisiyle birlikte Capua'daki Quintus Lentulus Batiatus'un gladyatör okulundan kaçan 77 arkadaşıyla Vezüv Yanardağı'na sığındı. Küçük bir Roma ordusunca kuşatılan kaçaklar, asma dallarından yaptıkları halatlarla uçurumdan aşağı inerek Romalı askerleri şaşırtıp kaçmayı başardılar. Spartaküs, kendisine katılan ve sayıları 100 bine ulaşan kaçak köle ve gladyatörlerle Lucania'ya doğru yürüdü. Amansız bir çatışma sonucunda Publius Varinius'u yendi ve Thuria ile Metapontion kentlerini yağmaladı. Spartaküs artık Güney İtalya'ya egemen olmuştu. Roma Senatosu birden tehlikenin farkına vardı. MÖ 72'de iki konsülün yönetimindeki güçler Spartaküs'ün üzerine gönderildi. Spartaküs onları da yendikten sonra kuzeye, Alpler'e doğru yürüyüşe geçti. Gallia Cisalpina valisi onu durdurmaya çalıştıysa da yenilgiye uğradı. Köle ordusu artık Alpler'i geçebilir ve güvenlik içinde dağılabilirdi. Ne var ki, kimse İtalya'dan ayrılmak istemedi. Spartaküs, ister istemez güneye yürümek zorunda kaldı. Lucinia'ya geri dönen ordu, orada ilk kez Marcus Crassus'a yenildi. Spartaküs,Sicilya'ya geçmeyi tasarlayarak Messina'ya çekildi. Onları kaçırmaya söz veren anlaştıkları korsanlar sözlerinde durmadı. Crassus, köleleri kuşattıysa da, Spartaküs kuşatmayı yararak çekildi. Daha sonra, MÖ 71'de ya savaştan sağ kurtulup Roma'yı terk etti ya da Romalılar tarafından savaşta öldürüldü. Savaşta öldürülüp tanınmaz hale gelme ihtimalinden dolayı bulunamamış olma ihtimali de vardır ancak cesedine asla ulaşılamamıştır. Romalı general Pompeius, Spartaküs'ün ordusundaki çok sayıda kaçağı yakalayıp öldürdü. 6000 kişiyi tutsak alan Crassus, Appia Yolu boyunca tümünü çarmıha gerdirdi. O dönemdeki inanışa göre tanrıların onu yanına aldığı, koruduğu gibi dedikodular yayıldı, savaş alanında ldürülmüş ve tanınmayacak hale gelmiş olabileceği güçlü bir olasılık olsa da Spartaküs'e ne olduğu tam olarak hiçbir zaman öğrenilemedi.
Spartaküs, köle ve yoksullardan oluşan ordusu yıllarca mö.73-71 arasında İtalya yarımadasında bağımsız bir şekilde var olmuş ve ROMA'yı oldukça zorlamıştır. Kendilerine karşı gönderilen sayısız orduyu yenmiş ve Roma Cumhuriyeti'nin yönetim sistemini sarsmıştır. İsyanının eşitlikçi ve özgürlükçü karakteri nedeniyle sol literatürde sahip çıkılan bir kişiliktir.
Almanya'da I. Dünya Savaşı'ndan sonra 1918 yılında yaşanan devrimden sonra 1919 yılında Karl Liebknecht ve Rosa Luxemburg önderliğinde silahlı ayaklanma düzenleyen ve adı daha sonra Almanya Komünist Partisi olan grubun ilk adı Spartaküs Birliği'dir.
Başlangıcından beri bilinen ve yazılı tarihte de yer alan Spartaküs’le ilgili günümüzde yaygın bilgilerin kaynağında Howard Fast’ın 1951’de yazdığı, dilimize de çevrilen Spartaküs adlı kitabı vardır. Spartaküs’un sol söylemin vazgeçilmez direniş sembolü olması da bundan sonradır. Bunun o dönem Amerikası dünya siyaset gerçeği ve hovard Fast’ın kendi siyasi anlayışıyla çok ilişkisi olduğu düşünülebilir.
Komünist partiyle olan ilişkileri dolayısıyla bir dizi Hollywood ünlüsüyle birlikte hapiste yatan Fast, bu sırada Spartacus adlı romanı kaleme alır. O günlerde Amerika'nın en çok satan ve en iyi bilinen yazarlarından biri olmasına karşın, Joseph McCarthy Amerikasındaki korkulu atmosferden dolayı, hiçbir yayıncı bu kitabı yayınlamayı kabul etmez. Sonunda kendi imkânlarıyla bir yayınevi kuran Fast, kitabını kendisi bastırmıştır ve tarihte kendisinin bastırdığıkitapla bestseller olma ünvanını kazanan yazar olmuştur.
1952'de Stalin Barış Ödülünü alan Howard Fast, bundan birkaç yıl sonra Sovyetler Birliğinde yaşanan gelişmeler ve Doğu Avrupa meseleleri yüzünden Amerikan Komünist Partisiyle yollarını ayırdı. Pablo Picasso ve Pablo Neruda dahil birçok kişiyle yakın arkadaşlığı bulunan Howard Fast, aynı zamanda Nazım Hikmet için bir şiir yazmıştır.
Spartacus, aynı zamanda daha sonra Kirk Douglas'ın başrolü oynadığı, Stanley Kubrick'in yönettiği Spartacus (1960) filmine de kaynaklık eden kitaptır. Filmin senaristi olan Dalton Trumbo Amerika'da o yıllarda hakim olan McCarthyci rüzgar sırasında 1947 yılında komünist olmakla suçlanmış, kara listeye alınmış ve hapis cezasına çarptırılmıştır. Kendisi gibi kara listedeki yazarlar takma isimler altında çalışmışlardır. Bu filmde Trumbo'nun gerçek ismi ilk kez yayınlanarak McCarthy'ci yasak delinmiştir. Bu yasağın delinmesinde Trumbo'nun isminin jenerikte yayınlanmasında ısrar eden Kirk Douglas'ın da büyük payı vardır.
Yine aynı kitap 2010-2013 yılları arasında Starz adlı bir Amerikan TVsi tarafından birkaç yıl boyunca ilgiyle izlenen bir dizi haline dönüştürülmüştür.
Görünen köleliğin çok doğal olduğu antik çağın bu ünlü savaşçı kölesi, başkaldırının onurlu simgesi günümüzün insanın köleliğini gerçek anlamıyla hiç bilmeyen, tanımayan çağında bile sempatiyle karşılanıp alkışlanmaktadır.