top of page

Ay Perisi


Ay Perisi,


Gülgün Çako


şiir

maviADA Kitaplığı, 2010


"başka başka gözlerle tılsımı aralamaya çalışırken çırılçıplak kalmaktır şiir..."


diyor Gülgün ÇAKO, şiir anlayışını açıklarken.Yaratıcı yazın ürünleri,kuşkusuz en başta şiir, bildiğimiz dili değil, bir jargonu kullanır; anlaşılmak için açıklamalar, anlatılar ya da büyük bir sezgi ister. Çoğu kez ancak bir savunma kurarsa şair , evrensel bir paydaya oturur... Ve kabul görür. Oysa edebiyatın bu damıtılmış biçimi, ne anlatır, ne açıklar; o sadece hissedilir. Bu da kimi şiiri, olmazsa olmazlarından çözülmezliğe şifrelere taşır: Ahmet Haşim'in şiirlerine yüzyıla yakındır henüz, kesin budur, getiremedi şiir yorumcuları. Oysa şairin böyle bir derdi, kaygısı var mı ki? Sanmıyorum... Ama çok az şair bunu itiraf eder. Vazgeçilmez sevgilisi okura ulaşmak ülküyken, o dize sizin anladığınız değil, kim der? Oysa diyen şairdir. Oysa Gülgün ÇAKO, ikinci kitabı AY PERİSİ' nde bunu açık yürekle diyor.

İnsanlığın, insanca tahrip edilmiş tarihini yazmıyorum, diyor ya da büyük emek üretim ilişkisi değil temam, aksine sadece ve sadece yalın insanın epik sihrini şiirle aralamaya çalışıyorum. Bu da insanın toplamı değil midir zaten ? Ve şiirde o... Ötesi varsa bile bu kitapta değil. Biraz daha bekleyeceğiz, diyor. Edebiyatın inanç bezirganlarına ; eğer ki satmak ve okuru esir almak çok derdim olursa, cemaaat liderlerini de, Hitler'i de, Karl Marx'ı da, Atatürk'ü de şair ve şiir eleştirmeni yapar yaslanırım, dediğini görürsünüz, iyi okursanız.


Gülgün ÇAKO'nun şiiri, o jargonu, şiirin özel dilini sihirle giydirip en özgününden kullananlardan. Öte yandan açıklanmasına hiç gerek duyulmadan içinizde bir kuytuya yerleşenlerden de. O, ne dogmatiklerin büyüleyen ezber sesine, ne de insana eksiğini daha çok anımsatıp, alma güdüsünü zorlayan pazarlamacı anlatıya gereksinim duyuyor. O sedece şiir, bir şiir her neyse yalnızca o... Ya da öğretilmiş olandan arınan insandan geriye ne kalırsa saf o...

O şiirin her hası gibi çıplak, ama boydan boya insan donanımıyla güçlü ve gözü pek kutuplara ceviz ağacı dikiyor. Ne güzel olurdu bir düşünün, küresel ısınmayla böyle eririken dünya...


maviADA'nın ülküsü buydu.Edebiyat sahnesine yeni soluklar, yeni kahramanlar sunmak...Salt bizim sığabildiğimiz sırça edebiyat köşkü değiliz, inanan ve ter döken herkese yer var, demektir bu.


Emeğiyle çok özel bir yere geleceğinin imlerini taşıyan; bazen pastoral bir şarkı,bazen devrimci bir haykırış olan bu güçlü sesi okurlarımızın da sevceğini umuyoruz.


Şenol YAZICI, Nisan 2010, Bursa

Etikete göre ara
Henüz etiket yok.
ÖNE ÇIKANLAR
son postalar
Arşiv
bottom of page