top of page

Çocuk Edebiyatı Yapıtları

Gelişim Sürecinin Temel Bir Aracı:

Çocuk Edebiyatı Yapıtları

Prof. Dr. Sedat SEVER*


Yazılı ve görsel uyaranları, anlatım dilinin olanaklarıyla çocuğa göre olan bir kurgu içinde sunma başarısı gösteren kitaplar, çocuğun gelişim sürecini etkileyen estetik bir işlevi yerine getirirler. En yalın söyleyişle, kitaplar, erken dönemden başlayarak çocukları sanatçı duyarlılığı ile tanıştıran görsel ve dilsel uyaranlardır. Çocuklara renk ve çizginin estetik dili ile anadilinin anlatım güzelliğinin duyumsatılması, kitap denilen aracın onların yaşam alanına sokulmasıyla olanaklıdır. Bu sürecin, bilinçli çabalarla kitap - çocuk etkileşimine dönüşmesi; çocuğun kişilik, toplumsal, dilsel ve bilişsel gelişimi için doğal yaşantı kaynaklarının oluşmasına olanak sağlar.

Kitaplar, estetik niteliklerine koşut olarak çocukların gelişimini de etkileyen bir sorumluluk üstlenir. Özellikle gelişim evreleri de gözetilerek çocuklara yaşam ve insan gerçekliğinin sezdirilmesi, kitaplarının en önemli yazınsal-eğitsel işlevidir. Okulöncesi dönemin ilk yıllarında, çocuklar için hazırlanmış özel biçimli (kesimli) kitaplar, onların çevresindeki nesneleri, canlıları tanımasına olanak sağlar. Bu süreçte kitaplar, çocukların hem kavramsal gelişimi hem de oynama, eğlenme, bulma (keşfetme) gereksinmeleri için çok uyaranlı bir ortamın oluşmasına katkı sağlar. Görsel ve dilsel özellikleriyle çocuğun yaşamla bağını kurar. Çocuğun ilgi ve beğeni alanına girerek onu eğlendirir. Her şeyden önemlisi de yarattığı çocuğa özgü kurgularla çocuk için doğal bir yaşantı edinme kaynağı olur.

Okulöncesi dönemde kitap sevgisi oluşturmaya yönelik çabalar, çocukların ilköğretim yıllarındaki okuma kültürünü de büyük ölçüde etkilemektedir. Çocuğun, amaçlanan dilsel, bilişsel, toplumsal ve kişilik gelişimi için anne-baba ve eğitimcilere düşen en önemli sorumluluk; çocukları, onların ilgi ve gereksinmelerini kuşatan, sanatçı duyarlığı ile hazırlanmış kitaplarla buluşturabilmektir.

Çocuğun, ilköğretim yıllarındaki kitap okuma eylemine, öğretmenin ve ailenin bilinçli çabalarla katılması gerekir. Bu bağlamda, çocukların gelişim özelliklerinin, ilgi ve gereksinmelerinin bilimsel verilerle yanıtlanması ve çocukların kendi gerçekliğine uygun yazınsal ve öğretici yapıtlarla karşılaştırılması gerekir. Çocuğun okuma kültürü edinme sürecinde anne-baba ve eğitimcilerin, duyarlı ve bilinçli çabaları, çocuk-kitap etkileşiminin sürekliliğe dönüşmesinde önemli bir değişkendir.

Bu evrede, çocukların karşılaşacağı yapıtlar, onların görme, duyma, duyumsama, düş kurma ve düşünme yetilerini devindirmeli, onların kavramsal gelişimine katkı sağlamalı; algılarını geliştirerek görsel ve dilsel uyaranlara karşı tepkilerini bilinçlendirmelidir. Kitaptaki kahramanlar özdeşim öğesi olarak duygu, düşünce ve eylemleriyle çocukların çağdaş değerleri içselleştirmeleri için sezinletici birer uyaran olmalıdır. Yapıtların anılan özelliklerinin, çocukların okul türü öğrenmelerini de kalıcı kılan bir etken olduğu bilinmelidir.

Çocuklarda, 2-3 yaşlarındaki dil ve bilişsel yetilerdeki hızlı gelişimi, 4-5 yaşlarında bilme, sorma, öğrenme ve toplumsal çevreyi genişletme isteği izler. İnsan kişiliğinde, demokratik kültürün temelleri bu evrede atılır. Çocuklarda özerk ve bağımsız girişim yapabilme duygusunun yapılandığı bu evrede, onların kendilerini gerçekleştirmeye dönük özgürlük gereksinmelerinin desteklenmesi gerekir. Çocukların, yaşamı ve kendilerini tanımaları, gizilgüçlerini devindirmeleri için en etkili uyaran sözel ve görsel dildir. Çocuğun anlam evrenine uygun, anadilinin yetkin kullanım örnekleriyle

buluşabilmesi, onların temel gereksinmelerinin yanıtlanması için yaşamsal bir öneme sahiptir. Türkçe’nin güzelliğini çocuğa uygun bir kurgu içinde sunan masal, öykü, şiir, bilmece, tekerleme ve anlatıların, anadili bilinci ve sevgisi edindirmeye dönük ilk dilsel uyaranlar olduğu da bilinmelidir. Bu uyaranların, resmin anlatım diliyle kurgulanması, desteklenmesi; çocuk için anlama, anlatma becerilerini sınayabileceği, bilme-sorma isteğini uygulamaya koyabileceği doğal bir etkileşim ortamı yaratır. Çocuğun eğitimden sorumlu tüm yetişkinlerin bu dönemde gösterecekleri duyarlılık; onun, gençlik ve yetişkinlik dönemindeki yazılı ve görsel kültürle olan iletişimi için bir belirleyen olacaktır. En özlü söyleyişle, çocuk kendi gerçekliğini önemseyen, kendisine değer veren, kendisini bir özne olarak duymaya, düşünmeye çağıran, sanatçılar tarafından hazırlanan yapıtlarla, bu yaşlarda iletişime girmenin sevinçini duyumsayabilmelidir. Çocuklardaki sevinç, ilköğretim sürecinde çağdaş bir Türkçe öğretimiyle de desteklenerek okuma sevgisine dönüştürülmelidir.

Okulöncesi ve ilköğretimde, çocukların gelişimine beklenilen katkıları sağlayabilmesi için, kitaplarda bulunması gereken özellikler şu şekilde özetlenebilir:

Okulöncesi dönemden başlayarak çocuklarla karşılaştırılacak kitapların, öncelikle çocuğa göre olması gerekir. Çocuğa göre olan, çocuk gerçekliğini önemseyen edebiyat yapıtlarının, ister 2 yaşındaki, isterse 12 yaşındaki çocuğa seslensin, en temel özelliği, çocuğun yaş ve gelişim özelliği koşutluğunda; onun ilgilerini, gereksinmelerini, duyarlıklarını kuşatabilmesi, yansıtabilmesi; dilin ve çizginin anlatım olanaklarını, çocuğun anlam evrenine uygun olarak ustaca kullanabilmesidir. Bu edebiyatın amacı, çocuğu sanatçı duyarlılığı ile buluşturmak, tanıştırmak; onun bilişsel ve duyuşsal becerilerini devindirmektir. Bu yapıtların temel özelliği her çocuğa kendi şiirini, öyküsünü, masalını yazma olanağı yaratması; özlü bir söyleyişle çocuğun kendisini sözcüklerle, çizgilerle özgürce anlatması ve gerçekleştirmesi için güdüleyici bir etken olmasıdır

Çocuk duyarlığını kavrayamamış, onun ilgi ve gereksinmelerini yok sayan, dilin ve çizginin acemice kullanıldığı kitaplar-metinler ise, çocuğa göre olmayan sözde edebiyat içinde değerlendirilir. Bu metinler daha çok ahlak bilgisi sunarak çocuğu eğitmeyi, terbiye etmeyi düşünür. Çocuğa duyma, düşünme ve eleştirme sorumluluğu vermez. Yalnızca, birilerine göre oluşturulmuş sözde doğruların aktarılmasını amaçladığı için, çocuğun yaşamı ve insanı anlamasına katkı sağlamaz. Doğrular(!), genellikle çocuğa hazır sunulur; çocuktan, onların neden doğru ya da yanlış olduğunu düşünmeden bellemesi istenir. Bu nitelikli kitaplarda, okura, davranış ve eylemlerinin olası sonuçları düşündürülmez; yalnızca onların yarattığı sonuçların kesin yargıları aktarılır. Kitaplardaki emir tümceleri, özerk ve bağımsız bir kişilik gelişimini engelleyebilecek niteliktedir.

Bilinmelidir ki çocuğa seslenen, sanatçılar tarafından yaratılan yapıtlar öğüt vermez; onların öncelikli amacı doğrudan öğretmek de değildir. Bu kitaplar, çocuklara duygu ve düşünce birikimi kullanarak kendilerini, yaşamı ve insanı tanıyabilmelerine, kavrayabilmelerine olanak sağlayan sezdirici, güdüleyici birer uyarandır.

Çocuk edebiyatı yapıtları, adından da anlaşılacağı gibi her şeyden önce birer edebiyat yapıtıdır. Onları farklı kılan, çocukların anlama becerilerine uygun bir dilsel kurguyu yeğlemeleridir. Bu kurguda anlam evreni, sözcük ve çizgilerin estetik bütünlüğü ile oluşturulur. Bu bağlam içinde değerlendirildiğinde, yapıtlarda Türkçemizin anlatım güzelliği-yetkinliği, çocukların dil evrenine uygun anlatım özellikleriyle buluşturulmalıdır. Kitaplar, estetik özellikler taşıyan, metnin iletisini görsel öğelerle tümleyen resimlerle, çocukların duyumsama, düş kurma ve düşünme yetilerini harekete geçirmelidir. Onlarda kitap okuma, resim yapma isteği uyandırmalıdır.

Kitaplarda, yaratılan kahramanların davranış ve eylemleri, çocukların geleceğe dönük dünyasını sevgiyle beslemeli, onlara yaşam ve insan gerçekliğinden çocuğa göre kurgulanmış kesitler sunmalıdır.

Kitaplarda insan onurunu inciten, zedeleyen düşünce ve yaklaşımlar onaylanmamalı; çocukların belleklerinde kadın ve erkek imgesine ilişkin kalıp yargılar oluşturabilecek belirlemelerden kaçınılmalıdır.

Kitaplarda, çocuğun kavramsal gelişimini destekleyecek bir anlatım yeğlenmeli; dilsel ve görsel anlatımın yarattığı etki çocukla kitap arasında bir sevgi bağı oluşturmalıdır. Çocuk kendisine okunan ya da kendisinin okuduğu bir kitaptan sonra, yeni okuma eylemlerine katılma isteği duymalıdır.


* Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi.




Etikete göre ara
Henüz etiket yok.
ÖNE ÇIKANLAR
son postalar
Arşiv
bottom of page