Gülgün Çako
PESBEMBE
ah göç ediyor bir bir mevsimler olmasın diye vuslata engel uçurdum yüzümün hüzünlü kuşlarını kalk gel düz ettim yolunun yokuşlarını söz verdi merdiven akşamdan kapı aralık, ses etmez menteşeler hiçbir şey kalmasın diye yarım aydınlığın karanlığı okşadığı yerde tararken dolaşık saçlarımı kırmızı bir şarkı mırıldanır suskun terlikler çık gel
kimsesiz kalmasın yorgun kahverengi kimsesiz kalmasın vestiyer üstüne as eskiyen solan sararan ne varsa ne zamandır kokunu bıraktıklarını sır gibi saklıyor şifonyer menevişlensin tüller ve danteller yanına al sıcak ıslak öpüşlerini ardında kalsın karayel , ardında essin aksi poyraz yeşersin en çağlasından yeşil yeşersin saten yeşersin perdeler hüzün kalksın masadan sandalyeden bıraksın neşeye artık yer
yıldız yıldız yorganım yastığım ah yastığım altında sayısız patiska lavender sakladığım kalmadı kuruttum gözyaşlarımı güneşe serdim hayallerimi, düşlerimi martılar ediyor ezber artık gel gel eksik gel kanatlandır yüzümün neşeli kuşlarını masmavi bir denize gün yüzü göster