YAZI ve YAZAR
DELİ KIZIN TÜRKÜSÜ / GÜLTEN AKIN
GÜLTEN AKIN'I DA YİTİRDİK
maviADA'nın ilk sayılarında (kimse-SİZ dergisinde) şiirleriyle yer alan tam adı Gülten Akın Cankoçak olan şair 4 Kasım 2015'te aramızdan ayrıldı.
1950’li yıllarda yazmaya başladığı şiirleriyle, kısmen İkinci Yeni çizgisinde görülen, ancak 1970’li yıllardaki şiirlerinden itibaren bireysellikten toplumculuğa yönelen bir şairdir.
Şiirleri pek çok dile çevrilen ve kırktan fazla şiiri bestelenen Gülten Akın, Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın 2008 yılındaki vefatından sonra Milliyet gazetesinin yaptığı bir araştırmada en fazla oyu alarak "Yaşayan En Büyük Türk Şairi" olarak gösterildi. Şiirinde bir doruk noktası olarak nitelenen Beni Sorarsan’ı 2013’te yayımladı.
23 Ocak 1933 tarihinde Yozgat’ta doğdu. Yozgat’ın Sorgun ilçesinde ilköğrenimini tamamladı. 1940’lı yıllarda memleketi Yozgat’tan Ankara’ya göç etti ve ortaöğrenimini Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi 'nde tamamladı. 1955'te Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi.
1956’da Yaşar Cankoçak'la evlendi; bu evlilikten beş çocuk sahibi oldu.Kaymakam olan eşinin görevi nedeniyle 1958-1972 arasında Anadolu’nun çeşitli ilçelerinde yaşadı. Gevaş, Alucra, Gerze, Saray ilçelerinde veKahramanmaraş'ta yardımcı avukatlık, avukatlık ve öğretmenlik yaptı.
1972'de Ankara'ya yerleşerek Türk Dil Kurumu Derleme ve Tarama Kolu'nda çalıştı. Kültür Bakanlığı Yayın Danışma Kurulu üyeliğinde bulundu. Demokratik kitle örgütlerinin yeniden kuruluşu çalışmalarına katıldı.İnsan Hakları Derneği, Halkevleri, Dil Derneği gibi örgütlerde kurucu ve yönetici olarak görev aldı. 1978'de emekliye ayrıldı. 1980’lerde Ankara’da bir banka soygununa katıldığı gerekçesiyle tutuklanan ve dosyası Şentepe Devrimci Yol davasıyla birleştirilerek önce müebbet hapse mahkum edilen sonra cezası Yargıtayca bozulan oğlunun cezaevi günlerinde yaşadıklarını şiirine yansıttı. 42 gün (1986) adlı kitabında Mamak Cezaevi'nde süren açlık grevini anlattı.[5] Yaşamını Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde sürdürdü.
4 Kasım 2015’te tedavi görmekte olduğu hastanede hayatını kaybetti.
Son Haber gazetesinde ilk şiiri 1951'de yayımlandı. Ardından Hisar, Varlık, Yeditepe, Türk Dili, Mülkiye gibi dergilerde çıktı. Başlarda şiirlerinin konusu doğa, aşk, ayrılık, özlem iken, daha sonraları ise toplumsal sorunlar ağır bastı. 1980 öncesinde halkın yaşadıkları, onun da hayatına ve şiirine yansıdı. Daha sonraki şiirlerinde toplumsal sorunlara yöneldi. Gezip gördüğü yerlerden aldığı esinle zenginleşen ve coşkulu bir insan sevgisiyle yoğrulan şiiri, toplumsal sorunları, yaşam-halk ilişkisini öne çıkardı.
Şiirlerinde büyük ölçüde folklor öğelerinden yararlandı. Şiir üzerine yazılarını bir araya getiren "Şiiri Düzde Kuşatmak" (1983) kitabında, halk kaynağına inme isteğini, "alkta var olan öz ve biçimi diyalektik olarak yükseltmek, şiiri yükseltirken halkın yaşamının ve yaşam biçimlerinin yükselmesine yardımcı olmak" sözleriyle açıklar. Şiirleri pek çok dile çevrildi ve kırktan fazla şiiri bestelendi. Bestelenen şiirlerinden biri, Sezen Aksu'nun 1993 tarihli albümüne adını veren Deli Kızın Türküsü’dür.
2008’de Dağlarca'nın ölümünden sonra Milliyet gazetesinin yaptığı yaşayan en büyük şair araştırmasında en çok oyu alan Gülten Akın, şiirinde bir doruk noktası olarak nitelenen Beni Sorarsan’ı 2013’te yayımlamış ve bu kitabı ile Metin Altıok Şiir Ödülü’ne layık görülmüştür.
Akın, şiir dışındaki edebi türlere fazla ilgi göstermedi ancak yedi adet kısa oyun yazdı. Ürettiği tiyatro metinlerinde kadın, evlilik, düzene yönelik eleştiriler, yoksulluk, yalnızlık, yaşlılık ve yabancılaşma gibi konular üzerinde durdu.
Bazı şiir kitapları
-
Rüzgar Saati (1956)
-
Kestim Kara Saçlarımı (1960)
-
Sığda (1964)
-
Kırmızı Karanfil (1971)
-
Maraş'ın ve Ökkeş'in Destanı (1972)
-
Ağıtlar ve Türküler (1976)
-
Seyran Destanı (1979)
-
İlahiler (1983)
-
Sevda Kalıcıdır (1991)
-
Sonra İşte Yaşlandım (1995)
-
Sessiz Arka Bahçeler (1998)
-
Uzak Bir Kıyıda (2003)
Ödülleri
1955 - Varlık şiir yarışmasında birincilik ödülü
1964 - Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü ,Sığda ile
1972 - TRT Sanat Ödülleri Yarışması'nda Başarı Ödülü , ı Maraş'ın ve Ökkeş'in Destanı ile
1976 - Yeditepe Şiir Armağanı, Ağıtlar ve Türküler ile
1991 - Halil Kocagöz Şiir Ödülü
1992 - Sedat Simavi Edebiyat Ödülü
1999 - Akdeniz Altın Portakal Şiir Ödülü
2003 - Dünya gazetesi Yılın Telif Kitabı Ödülü
2008 - Erdal Öz Edebiyat Ödülü
2014 - Metin Altıok Şiir Ödülü
Gülten AKIN'DAN DİZELER
Bazı adamlar aşkı
İtip odalara karartır
Bazı kadınlar için aşk
Şöyle bir rüyasız sere serpe
Şöyle bir korkmadan uyumadır
"Oyun", Sığda (1964)
KESTİM KARA SAÇLARIMI
Uzaktı dön yakındı dön çevreydi dön
Yasaktı yasaydı töreydi dön
İçinde dışında yanında değilim
İçim ayıp dışım geçim sol yanım sevgi
Bu nasıl yaşamaydı dön
Onlarsız olmazdı, taşımam gerekti, kullanmam gerekti
Tutsak ve kibirli -ne gülünç-
Gözleri gittikçe iri gittikçe çekilmez
İçimde gittikçe bunaltı gittikçe bunaltı
Gittim geldim kara saçlarımı öylece buldum
Kestim kara saçlarımı n'olacak şimdi
Bir şeycik olmadı - Deneyin lütfen -
Aydınlığım deliyim rüzgârlıyım
Günaydın kaysıyı sallayan yele
Kurtulan dirilen kişiye günaydın
Şimdi şaşıyorum bir toplu iğneyi
Bir yaşantı ile karşılayanlara
Gittim geldim kara saçlarımdan kurtuldum
*
Eskiyen Karısı Adamın
Ben onu ne iyi yavaş yavaş
Dokunsam saklasam eskitsemdi
Nerden nasıl görmemle birlikte
Bunca kişi kullanıp eskitti
Eskimesi öyle yoğun öyle hızlı
Dökülür bir dokunsam nerelerine
İncelmiş bir yeri alıp kondukça ellerine
Usa bir çin vazosu getirmeli
Bir baba özenle silinir bazen
Bir kukla bacıyla salına salına
Girerdi az kişili soylu oyunlara
Birden kendi başını karıştırırdı
Yıpranmış derisinden içeri
Kızgın karanfil parmaklarıyla
Çocuk sevgilerimin yergilerimin anası
Geçim evli buz evli kor evli
Çık gel tasa göllerinde sana ben
Karımdı nasıl söylemeli.
(Kestim Kara Saçlarımı’dan)