maviADA,
HAYAT ve SANAT PLATFORMU
2002 - 2016
Bir KİTAP Bir YAZAR:
"YAŞASIN YENİLENLER" ve ÖNER YAĞCI
Şenol Yazıcı
...
Türk edebiyatında birkaç seçkin örneği saymazsak, kitap eleştirisi çoğu kez övgü dolu tanıtım yazılarıdır. Çalakalem beylik sözlerle gönül almaya yazılırlar. Bazen de haset ve düşmanlıkla… Oysa her kitap bir emek ve değerdir, her kitapta görmesini bilirseniz yazarın kalbini, düşünce gücünü ve yaratıcılığını gömdüğü çok özel güzellikler olduğu gibi bazen ciddî türsel, dilsel hatalar da olur. Ne olursa olsun bu tür çalışmaların sermayenin kalemi olmayan yazar ve sanatçılar için bir farkındalık yarattığını elbette biliyoruz, yapanların emeğine sağlık. Ama sahicisi, en ince detaylarına bile bakarak, hatta kusur arayarak, hele yazarını da katıp düşünceleri alınarak gerçek bir tanıtım oluşturulamaz mıydı? O zaman buna katlanacak yazar bulmak gerekliydi. Gerek hoşgörüsünü, gerekse edebiyata hâkimiyetini, elbette özgüvenini de iyi bildiğimiz Öner Yağcı’yı seçtim. Yaşasın Yenilenler’i bu gözle yeniden okudum.
Yaşasın Yenilenler, yaşanan 12 Eylül sürecinin hapishane penceresinden anında nakledilen bir tür belgeseli, ama elbet taraflı tanıklığıdır. Bu tarz, yeni kuşağın çok iyi bilmediği 20 yüzyılın ilkyarısında Sovyet Rusya’da ortaya çıkıp bütün sancılı dünyayı saran dünya literatürüne tez üzerine kurulu Toplumcu Gerçekçilik olarak geçen akımın bir örneğidir. Tek başına bu yönü bile romanı değerli kılmaya yeter. Bense tür özeliklerini, roman boyutunu bizzat yazarın da katıldığı bir okuma atölyesine döndürerek çözmeyi istedim. Yazar bu süreçte yapıcı ve olumlu yaklaşımıyla beni teşvik etti. Böylece çok rastlanmayan bir örnek, sahici bir roman incelemesi ve söyleşi oluşturmaya çalıştım.
*
“Yaşasın Yenilenler” de 12 Eylül’de geçici olarak konuldukları askeri cezaevinde yargılanmayı ve haklarındaki hükmü bekleyen bir grup sol kimlikli tutuklunun zorunlu birlikteliği farklı yaşam kanallarından öyküleştirilmekte. Yazarın da aralarında bulunduğu bu eğitimli gençler, yazarın kaleminden ülkenin durumuna, içlerindeki derin kanamaya, 12 Eylül’e, ihtilâlcilere, cuntaya ve dünyaya bakarlar… ve kuşkusuz büyük bir yenilmişlik hissiyle…
*